14 Kasım 2009 Cumartesi

PLÜTON, SENİN BİR HİKAYEN YOK MU?


      Plüton



Ağrı Dağının gölgesinde…

“herkesin yolculuğu kendi içine ve ruhunadır...”



Bazılarının yolculuğu diğerlerine göre çok uzundur. Dünya 365 gün, Merkür 58 gün de tamamlarken güneş etrafındaki yolculuğunu, Plüton’un ki 248 yıl sürer... 

Bir deniz çocuğuyum ben... Bundan bir sene önce böyle başlardı bu yazı ama şimdi? Şimdi biraz da dağlıyım galiba... Tüm tanıdıklarımla, sevdiklerimle aramda bir dağ yükseliyor... ve ben bu dağın arkasında saklanmaktan mutluyum galiba... ve tüm dağlılar gibi yalnızlığı seviyorum ya da yalnızlığa alışkınım veya bana öyle geliyor...  bir vehim belki de... ama ne tam bir dağlı olabiliyorum, ne de bir deniz çocuğu...  gözümün önünden dağın görüntüsü, kulağımdan denizin sesi gitmiyor...

Senin hayatıma girdiğin yer, ne o teleferikteki senin İstanbul’la tek bir resim olduğunuz muhteşem an'dı, ne de, mavi odada yediğimiz yemekteki müstehzi bekleyişindi...  ya da geçmişe dönük hüzünlü halin... göz yaşların...  bunların her biri bu satırları yazanın kalbine giden birer köprüydü belki ya da sevmek için bir sebep - ama benim kalbimin duvarlarını yıkan dinamit sen yanımdayken değil yokken patlayıverdi...

Çok yıldızlı (kentlilerin göremeyeceği kadar çok) bir Doğubayazıt gecesinde, onlarca meteor atmosferde yanarken, Şırnaklı bir çavuşun anlattığı aşk hikayesi bitip de, bana dönerek, senin bir hikayen yok mu dediği an  başladı her şey!

Bugüne kadar yazdığım her şey bu sorunun bir cevabıdır aslında... Bu benim  hikayem...  O gece, yok diye bir cevabı kabul etmediği için var ettim bu öyküyü...  ama hep bildim yok'sunluğunu…  yok'luğunu...

Sen Şırnaklı çavuşa anlattığım hikayenin kahramanısın... Ona bir hikaye borçluydum ve sen benim bildiğim en güzel öyküydün!

Ve şimdi ben yanında değilim... Tıpkı aramızda Plüton’un güneşe olan uzaklığı gibi bir uzaklık var... 6 milyar km. ötede olmak ama yine de güneşin etrafında dönebilmek... Ve bilmek güneşe Merkür kadar yakın olamayacağını... ya da aradaki diğer sekiz gezegen kadar yakın olamayacağını... Kısacası aşk senden 1560 km. ötede duyduğum şeydi... ve ey güneş senin çekimine kapılıp da sürdüreceğim yolculuğumu... ama hiçbir zaman onlar gibi yakın olmamı bekleme...

Bizim yakınlığımıza engel: kütle çekim kanunu...


……………………….


Bu yazı 2002’de askerde çarşı izninde Doğubayazıt’ta bir internet kafede yazılmıştı.

Plüton bu yazıdan 4 yıl sonra gezegenlikten çıkarıldı. Gene de dönmeye devam etti güneşin etrafında, insanların onun için verdiği karara aldırmadan. Dün insanoğlu 9 yıllık bir yolculuktan sonra Plüton’a ulaştı. İlk gelen fotoğrafta Plüton’un yüzeyindeki kalbi andıran şekil, insanoğlunun kalp kırma yeteneğinin ne kadar uzaklara varabileceğini gösterdi.

Elbette ne kadar uzakta olursak olalım birbirimizden, içimizde bir kalp varsa eğer, adımızı, sanımızı da elimizden alsalar hiç kimse de olsak, o kalp atmaya ve sevmeye devam edecektir. Tıpkı Plüton gibi…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder