14 Kasım 2009 Cumartesi

DENİZ KIZI

DENİZ KIZI


yazarak anlatmayı denedim kendimi çünkü konuşamazdım ben önceleri..
hep dilim lal olurdu bir anda.. konuşurdum herşeyi ama aşk sözkonusu
olduğunda dilsizlik sarardı beni.. dilsizlikten çok çektim..
ve çektiler dilsizliğimden.. eskimoların yaşamsal sorunları üzerine
konuşabilirdim ama aşk anlatılamazdı bence..aşka dairde konuşurdum
aslında.. söz konusu olan benim aşkım olduğunda.. susardım..
derin bir sessizlik sarardı beni.. konuşmak için çabalayan ama garip
sesler çıkartmaktan öteye geçemeyen bir çocuk olurdum ben...
hala biraz öyleyim.. sonra yazarak anlatmayı seçtim ben..
yanyana oturduğun kıza ve onun için deli gibi kalbin atarken 3.sınıf
bir yabancı gibi davranırken.. yazın bir yerlerden yardıma koşardı...
o yüzden yazdıklarımın ilk anlamı kendimi ifade edişim..
ben beni anlatıyorum.. tıpkı şu an yaptığım gibi.. peki okuyan ne yapıyor
onu bilmiyorum.. galiba bu birazcık kelaynakları seyretmek için urfaya
gitmek gibi bir şey beni okumak kelaynaklara bakmak gibi..
o yüzden anlıyorum... kendimi de seni de.. bu kişisel sorunlarım
bölümünü hızlıca geçmeliyim aslında ama tüm anlattıklarım tüm
yazılarım için bu başlığı kullanabiliriz kişisel sorunlarım...
bir an hatırlıyorum bir rüya gibi herşey.. yaşam bir rüya..
içtiğim sular.. yediğim yemekler.. yürüdüğüm yollar.. sevgim...
hepsi bir rüya sanki.. sadece sonsuza yürümek için..
aşkı kullandım ben.. aşk bir araç galiba.. amaç değil...
aşk bir taşıyıcı.. sizi kainatın başka yerlerine taşıyan..
başka boyutlarıda görmenizi sağlayan.. ve yürürken ayaklarınızın
altından geçen karıncalara dikkat etmenizi sağlayan kelebekleri
görmenizi sağlayan bir dönüştürücü.. fakir ama çocuğunun sıcaklığıyla
boynuna sarılmış elleriyle yürürken o kadının gözlerindeki mutluluğu
yakalamanı sağlayan.. zamanı sanki yavaşlatan bir farkettirici aşk..
sahi başka birinin gözlerinden bakmayı başka ne sağlayabilir ki..
zaman yavaşlıyor aşk varken.. aşkla yüzerken bu böyle..
sanki dingin hafif meltem esen bir göl yüzeyinde sırt üstü yüzer
gibisin hatta sürüklenir gibisin aşkı yaşarken.. belki farketme
nedenin de bu zaman ağırlaşıyor... aşk bu yüzden yüce! zamana
bile söz geçirebilirsin.. zamanın ve mekanın üstüne çıkabildiğin
andır aşk.. ben kendimi.. bir kuğunun peşinde aşkı ararken
buldum önce... kuğu kör etti beyazıyla.. ve gitti.. sonra bir
gelinciğe aşkı anlattım.. aşkı bir gelincikte buldum..
ama o bana gelincik kanından bir zehir enjekte etti.. kalbimi felç etti..
beni felç etti.. gelinciklere dikkat edin ve kuğularada..
onlarla benim dönüşebileceğimiz bir alan yoktu belki..
bizim uzayda birlikte yer kaplamamız mümkün olmadı işte..
ve sonra sen geldin.. deniz kızı... kalbinde bir sürü oda vardı..
kapılarında paslı kilitlerle kapalı.. ve ben hepsini tek tek açtım..
her sözüm her kelimem bir kapı açtı... sen zaman istedin benden..
birazcık zaman.. bense.. artık yolculuğun başlamasını istiyorum..
ama yine de bekliyorum seni.. bütün kilitler bir denize atıldı deniz kızı..
kimsenin dokunmadığı yerlere dokunuldu kalbinde..
bu bir keşif gezisiydi sanki.. ben bir kaşif sen keşfedilmemiş bir ülke...
gözlerine hapsettim ruhumu.. çünkü ruhum kendisini artık sadece
gözlerinde özgür hissediyor.... şimdi kırkıncı odanın kapısında
bekliyorum ben.. aç diye.. ve gidelim diye.. biliyorum aşk korkutucudur..
alıştığımız hiçbir şley gibi değildir o.. ama deniz kızı ben suyun altında
nefes almak için sen karada yürüyebilmek için bir gece dolunayda
değişmek zorundasın.. ve dönüşme zamanı yaklaşıyor..
biraz daha zaman der gibisin ama ben gözlerini gördükten sonra
daha fazla tutamıyorum kendimi.. evinin pencerelerinden kapından her
yanından sana doğru akıp gelen beni farket... ve hisset..
saçlarını yalayıp geçen uçuran rüzgarım ben..
deniz kızı seni seviyorum beni duyuyormusun..
ve ilk kez bunu yüksek sesle de söyleyebiliyorum..
bunu duymak için beni zamana bırakma.. çünkü seni kaybetmekten
çok ama çok korkuyorum.. hep yanımda ol deniz kızı.. bak bahar geldi...
kalbindeki kırkıncı odada baharı saklamışsın.. kokusunu duyuyorum..
artık aç kapıyı... ve bu yalnız ruhu al içeri.. çünkü sen ona o sana ait...
ya da aşk sadece bir hayal olarak kalmaya devam etsin..
sahi herşey bir rüya mı yoksa... yüreğim ruıhum herşeyim armağandır
deniz kızına.. tek bir öpücüğüne.. çünkü o öpücük evrendeki tüm
kapıları açan öpücüktür.. öp beni deniz kızı... kainata saygılarımla...
ve sevgilerim deniz kızına...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder