29 Aralık 2013 Pazar

La Luna

Calvino esinli, Miyazaki tadında Pixar yapımı kısa animasyon...




28 Aralık 2013 Cumartesi

SİZİN GEZEGENDE YENİ YIL NE ZAMAN?





“Hayalgücü, gerçekliğe karşı verilen savaştaki tek silahtır.”  Jules de Gautier


Size sadece önemli günlerde yazan biri gibi görünüyor olmam muhtemel… Aslında sıradan günlerde de yazarım. Bunu bir gün ispatlamak isterim ama o gün bugün değil çünkü gene bizim gezegen için önemli bir anın arifesindeyiz. Yeni yılın…

Bizim gezegen 365 gün 6 saatte etrafında döndüğü yıldızın çevresindeki turunu tamamlıyor. Sizin gezegende bir yıl ne kadar sürüyor bilmiyorum ama yıldızına ne kadar yakınsa gezegen o kadar hızlı geçer yıllar ne kadar uzaksa o kadar yavaş geçer yıllar derler…

Keşke insan düşüncelerini anında yazıya geçiren bir alet icad edilse artık, böylece düşündüklerimizi sıcağı sıcağına paylaşabiliriz. Hatırlamak ve unutmak denen o iki şeyden kurtulmuş da oluruz… Tek sorun düşündüğümüz her şeye yapılacak atıflarda çıkabilir. Sen bana 4 yıl 3 ay önce saat 01:32’de şunu söylemiştin ama diye başlayan onlarca cümle bizi beklerdi o kesin… Bir de gerçekliği eğip bükebilme hakkımızın elimizden alınması nedeniyle çok garip bir gezegen olurdu burası… Ne de olsa nice insanlar var; bir kara deliğin ışığı yuttuğu gibi veya prizmanın ışığı kırdığı gibi -kişiliğine göre siz seçin –  gerçekliği kırıp yutabiliyor.

Aslında bu yazı bir bilimsel makale veya fütüristik bir metin görünümünde ilerlese de sadece başka bir gezegenden tanıdığım tek kişiye yazılıyor. Otostopçunun Galaksi Rehberi’nin kitabı kadar harika olma sözü veremem bu mektubun, ama o iğrenç  filminden daha iyi olacağını garanti edebilirim.

Sizin gezegen ile ilgili bir çok şeyi bilmediğimi fark ettim. Tek misiniz yoksa bizim gibi 6 milyar tane daha benzeriniz mi var? İnsanı ancak en yakını öldürebilir diyen şair aklıma gelmeden sordum bunu… Enis Batur geçenlerde sigara ile ilişkisini anlatırken “ağır ağır intihar etmeyi sürdürecek kadar zayıf iradeli biriyim” diyordu; birçoğumuz için geçerli bu, en sevdiğimiz şeyler genellikle bizi yavaş yavaş öldüren şeyler… Sizin oralarda tütün yoktur değil mi?

“Bırak onların olsun
 gizemi
 dokunaklı kelimelerin
 ve
 yitik aşkın
 sevdası”

diyen Amerikalı şair Maya Agelou onunla aynı zamanı ve mekanı paylaşan türdeşlerine sesleniyordu. Bizim gezegen tüm kalabalıklığına rağmen kendi içinde taşıdığı yalnızlıklarıyla ünlüdür. Çoğunlukla birbirimizi pek umursamayız. Gerçi gözlemlerinizle artık bizi bizim kadar tanıyor olmalısınız. Gelişlerinizin azalmasından anlamamız gereken bir sonuç bu belki de…

 Bu dünya malum iki cinsten mürekkep.

Bu konuda Lawrence Durrell’ın Justine’deki sözleri gelir aklıma hep; erkekler için yazar şunları söyler: “Her erkek çamur ve iblis karışımıdır, hiçbir kadın bunların her ikisini de doyuramaz.”

Kadınları ise şöyle tarif eder: “Bir kadınla üç şey yapabilirsin: Ya onu seversin, ya onun için acı çekersin ya da onu yazarsın.”

Birleşmeler, ayrılmalar ve çoğalma üstünden yürüyen bir organizasyon… Etrafını şiirle, hukukla ve dedikoduyla sarmaladığımız ilişkiler…

Bizim gezegen uzun zamandır dönüyor güneşin etrafında… İnsanlık da upuzun bir zamandır dünya ile birlikte dönüyor… Arada sırada başka gezegenlerden konukları oluyor insanın… O konuklarla sadece dünyayı değil milyarlarca sayıdaki diğer gök cisimlerini konuşmak bile sizi aydan dünyayı seyreden bir astronot gibi hissettiriyor. Gravity’i henüz izlemediğim için bu cümleyi rahatça kurabildim.

Evet başka bir gezegenden biriyle konuşmak teleskobunuzdan bir kuyruklu yıldız görmek kadar heyecan verici… Yeni bir yıl geliyor sizin yıldızınızla gezegeninizin durumunu bilmiyorum ama size mutlu bir yıl diliyorum… Belki hep aynı yıldasınızdır gene de insan sevdiği birinden güzel kelimeler duyduğunda yeni bir yıl başlamış kadar mutlu oluyor…

Bir günü bir gününe benzeyenin zararda olduğuna olan inancımla yazıyorum monotonluklar diyarından size, sevgiyle kalın…

İskenderiye’yi karşısında gören Hazreti Ömer’in komutanı Amr İbnül-As şöyle demiş fethettiği kent için: “Sanki cennet yeryüzüne inmiş de, ben ikisinin arasında kalmışım, bir iğne deliğinden soluk almaya çalışıyorum”

Fethin yolu fethedilmekten geçiyor, anladım…

"Her sıradan kitabın içinde bir yere, gerçekte bütün geri kalanının onlar için yazıldığı beş ya da altı kelime gömülmüştür." G. K. Chesterton 

Umarım okuduğunuza değmiştir.

Mutlu yıllar…







14 Aralık 2013 Cumartesi

Okumak Üstüne...








sol üstten saat yönünde; GRACE KELLY, MARILYN MONROE, MARLON BRANDO, BETTE DAVIS


"Barthes okumayı üçe ayırır: Kelimelerin verdiği zevkte duran okuma, son için acele eden ve "beklentiden bayılan" okuma ve yazma arzusunu besleyen okuma: Okumanın erotik, avcı ve başlatıcı biçimleri. Rüyalarda, savaşta, otodidaktizm vesairede ötekiler de vardır" 

                                                                                Michel de Certeau (Günlük Hayat Pratiği)

7 Aralık 2013 Cumartesi

Kırılgandır Verilen Sözler


Sözler verme bana,
      Böylece söz vermem ben de:
İkimiz de özgür kalırız öyle ya,
      Asla aldatmadan, asla bağlı kalmadan diğerine:
Varsın atılmadan kalsın zar avucumuzda,
      İstediğinde gelirsin, gidersin istediğinde:
Nerden bilebilirim senin geçmişini,
      Ya sen benim geçmişimi nerden bilesin?


Sıcak olan sen, kim bilir belki de daha sıcaktın
       Bir zamanlar bir başkasına:
Soğuk olan ben belki de bir ara güneş ışığını
        Görmüşümdür, hissetmişimdir iliklierimde:
Kim gösterecek bize tüm bunların
        Çok ama çok önce olduğunu?
Görüntü silinir gider camdan
         Ve yarım kalır bakılan fal.


Eğer söz versen, kahrolursun belki de
          Yeniden kaybettiğin özgürlüğünden:
Ben söz versem, eminim
           Kıvranırım kırmak için o prangayı.
Bir zamanlardaki gibi arkadaş olalım,
            Ne fazla, ne de eksik ama:
Niceleri rahat eder aza kanaat getirerek
            Aşırılıktan mahvolmaktansa.


                                                   Christina Rossetti (Cin Pazarı Ve Seçilmiş Şiirler / YKY / Çev: Fahri Öz)