14 Kasım 2009 Cumartesi

PARÇALAR

PARÇALAR...> > oz büyücüsüne yolculuk eden o kalabalık gruptaki kim kendinden emindi ki..hepsinin kalbinde acaba vardı?ama gene de yürüdüler teneke adam da dorothy de..oz o yuzden herşeyden çok umut için yurumek bence..tıpkı o resimdeki gözler için yurunebileceği gibi..oz un gözleri için..> .............................................................> > her tanışıklık içinde masal olma ihtimali taşır..prens-prenses olmak elinde ama becermek zor! Gerçeklik boğmak için bekler masalları..seçimde saklı her şey ya da fasulyelerde! Sahi inanır mısın sihirli fasulyelere? Bazen hayat kurbağayı yalamanı gerektirir! Biliyorum ki çok masal yitirdik..o yüzden masallar ürpertir insanı, kaybetme korkusuyla! Ama Alice?in peşinden tavşan yuvasına atlamak oradan masala ulaşamasan da hayatındaki en anlamlı şey olur..atlayanlar ve atlayamayanlar hayat bu kadarla sınırlı..ama insanlar kendilerine bile inanmazken nasıl inansınlar masallara??> > ..............................................................> > > ben çirkinmi çirkin bir tırtıldım...ona rağmen sevdim dünyayı...dünya beni sevmesede..ve sevgimle yürüdüm dallarda, toprağın üstünde...belki sürünmek gibi geldi sizlere..ama ben nefes aldığım için mutluydum..belki beğenmezsiniz çirkin tırtılların trake solunumunu, ama inanın bu dünyanın sevilmeye değer olduğunu anlayacak kadar nefes alıp verdim..sonra sevgimi vermek istedim ama o sevgiyi alacak bir yürek yoktu...o kadar yoğunlaştı ki yüreğim..biliyorum gülüyorsunuz içinizden bir tırtılın yüreği olur mu diye..küçükte olsa sizinkiler kadar büyük bir yüreğim var benimde..o kadar yoğunlaştı ki yüreğim durdum..ve içime döndüm..bir koza örmeye başladım etrafıma...sevgimden ördüm bu kozayı..dışarı çıkmamam çok az kaldı..ama kupkuru bir kozayken içinde ne saklı olduğunu bilmeden sevildim ben...şimdi onun için en güzel renklerden kanatlarım olsun istiyorum..hiç görmediği yerlere uçalım istiyorum onunla..ama hepsini saklı kaldığım kozanın içinden ona söyleyemiyorum...ama bilsin diye yazdım, onu ne kadar çok sevdiğimi...güzel sesli kız beni kozamda sevecek kadar büyük yürekli kız..bir tırtılı bir kelebeğe dönüştüren şey senin sevgin..sevginle beni dönüştüren kız; seni çok seviyorum..o yüzden gökkuşağı renklerinden kanatlarımla senin için uçacağım gökyüzünde..belki porsuk çayının kenarında görürsün beni..bir tırtılı kelebeğe dönüştüren güç sevgide gizli..sevgimse senin sevginde...gökkuşağım gözlerini görmeyi çok özledim...> > .................................................................> > yolunu kaybetmiş, karanlıkta karşısına ilk çıkan ışığa doğru uçmuş bir gece kelebeği...ışığın etrafında pervane olmak ve döne döne kaybolmak kaderi...kelebekler ışığa uçar, tıpkı kelimelerim gibi... kendileri daha derinlere ait olsa da uçar kelimelerde ışığa.... ve her kelimede harfleri sayısınca melek...her haqrfin bir meleği vardır ya..birlikte uçarlar..gece kelebek ve kelimeler...ışığa ya da gözlere..gözlerine..> > > ..................................................................> böyle hareketsiz dururken...bir su damlası gibisin..öylece dokunulabilecek...ama dokunmaktan korkulan...hani yağmur sonrası camdan aşağı düşen damlalar gibi..kendine yollar çizen su damlaları gibi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder