14 Kasım 2009 Cumartesi

KURUTULMUŞ MEYVELER

KURUTULMUŞ MEYVELER

Eski ya da yeni… aslında kelimeler üzerine bırakılınca kağıdın, ne önemi var artık zamanın… belki kalıcılıktır yazıyı bunca büyülü kılan… Şimdi sen yeni bir günü yaşıyorsun… bugün aslında pek farklı değil diğerlerinden ama işte şimdiki zaman diyorlar ona el’an… Şimdiki zamanı dolduran bir hediye düşlüyorum kelimelerini benimle paylaşana… bunu uzun zamandır düşlüyorum… Bu hediye için beklemek gerekli… Zaman gerekli, güneş gerekli… O zaman anlamalı mevsimi, soğuğu ve sıcağı insan… Kurutulmuş meyvelerden bir sepet… Doğum günün gelince hediye edilecek bir sepet kuru meyve.. İçinde incirden kayısıya, üzümden elmaya kurutulmuş meyveler olsun istiyorum.. Ellerimle toplamak, ağaçlarına tırmanmak, düşme korkusunu içimde taşımak ama gene de tırmanmak ve topladığım meyveleri güneşe serip kurutmak istiyorum… İçinde bolca güneş…bolca rüzgar olsun ve elbette bir de yağmur… ağzında erirken o rüzgarı o güneşi duyumsa istiyorum… Ve meyvelerin üzerinde ellerimden geçen sevgim olsun… korkularım, telaşlarım, hayallerim olsun… Eline aldığında duttan sana geçsin bütün duygularım…öyle ki dutu sevmediğimi ama senin için topladığımı eline alınca hissedebilesin.. sana bir gün doğum günün gelince meyvelerden bir sepet hediye etmek istiyorum… içinde tek sevmediğim meyvede olsun: dut… kokularıyla geçmiş yazın hayali gelsin hatrına… kaybedilen günlerin anısı… bir nehir kıyısında oturmayı hayal ettirsin sana… aşkın benimle üşümek olduğunu duyumsatsın sana, yanmaktan çok… tatlarıyla geçmişin tüm mutluluk hayalleri ve hayaletleri üşüşsün üstüne.. kaybedilmiş bir dost, akraba, sevgili… sonra hüzünlü gözlerle sepetin içindeki karta bak… benimle kelimelerini paylaştığın zamanlarda çilek kokuları saçan kız; doğum günün kutlu olsun… belki erken belki geç bir doğum günü mesajı bu…belki de şimdidir yeniden doğduğun gün… kurutulmuş meyvelerin arasına sıkışmış kelimelerim… doğum günün kutlu olsun…belki dündü, belki bugündü, belki yarındı…. Sana yazarken kurutulmuş meyvelerin kokusu hala burnumda… Ve sahi hiç vişne gördün mü pazarlarda… ben bir türlü denk gelemedim… dudaklarımıza vişne bulaşmadan o mevsim yaşanmış sayılmaz değil mi?… vişneye benzetmeyi severim dudakları ben kirazdan daha çok:) çünkü yaşamak daha çok vişne tadındadır…uğruna ölünen aşk da dudaklarda gözlerde vişne tadındadır.. doğum günün kutlu olsun…belki dündü, belki bugündü, belki yarındı…. 08.07.2008 Salı (15:01) gültekin…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder