14 Kasım 2009 Cumartesi

KÖTÜ YAZI

ben bir falcı mıyım bilmiyorum...her daim bildiklerim oldu bilmemem gereken şeylerden ...derler ki yazmak konusunda, onun motive ediciliği konusunda, ölümdür en büyük motivasyonu...ölümü yenmek..bir nevi ölümsüzlük arayışı işte... benim için çoğunlukla anlatamadıklarımı anlatabilme biçimi...bir gülten akın şiiri okudum bu sabah...
bu bir çarpışmaya benziyor
bütün gün bütün gün çarpışa çarpışa
kentin ağır sularında
herkes yaralı
erkekler
kanına alkolden kıymıklar batıran
erkekler doğuyor çılgınlıklarından
kadınlarsa
kapatıp kendilerini rahimlerine
sırlarıyla oynuyorlar
kent bitti..(gülten akın)
bende kapatmak kapatılmış olmak konusunda düşünüyordum uzun zamandır... sanırım kendimi hep dışarıda hissetmemin nedeni bu.. bu tip vehimler...erkek beynini kemiriyor sanırım..bu cinsel organlarla da ilgili olabilir...kadının karanlık dehlizleri ve erkeklerin aleniliği...bir biçimde bir kuyuya inme duygusu her kadında hissettiğim bir duygudur benim..
bu daralma duygusu ve derine inme ışığı kaybetme korkusudur belki de erkek çılgınlıklarının nedeni..ya da çocukluklarımızın...kadın erkek konularında uzman olduğum söylenemez.. genellikle elime yüzüme bulaştırmakta başarılıyımdır ben...aşka insan kendini kapatır...bunu en çok kadınlarda hissediyorum ama..buna doğru insanı bekleme süreci deniyor..öyle biri varsa eğer elbette...kadınlar kendilerini bir salyangoz gibi kabuğuna çekerken ya da bir kaplumbağa gibi...erkek tam tersine daha çok dolaşıyor...savuruyor kendini..deniyor...hangisi doğruyu tartışmıyorum...sadece böyle oluyor..
kapıyorsun kapılarını ve örtüyorsun perdelerini yaşam belirtisi göstermiyorsun...ve bekliyorsun.. bir örümcek bekleyişi sabrıyla belki...öykünün benzer yanlarında iticilikler var... ama kadın lar yaralandıklarında...duruyorlar.. ve kararlar alıyorlar..
erkeklerse daha fazla savruluyorlar...daha fazla kadın daha fazla savaş...daha fazla yara...bu kadar çok kadının yaralı olması da bundan sanırım bir erkek birçok kadını yaralamayı başarıyor nüfusları az olsa da....
bu da kötü bir yazı...ne demekte olduğumu biliyorum..kapama kendini çekme benden elini demek değil..sen tekrar tüm korunmasızlığınla çık ortaya demek de değil..bir erkek çılgınlığı bu belki de...ama kapıyorsun kendini biliyorum..ve korkarım bazen insan savunmasının nasıl düştüğünü anlamıyor bile...
ben senle çarpışmak istemedim hiç..ve o panik duygusunu bir kadının yanında yaşanan her erkeğin bildiği ama çoğunlukla anlam veremediği o panik duygusunu yaşadım da...tüm saçmalıkların temelinde o var zaten... ego değil bu...kaybolmaktan korkma... içinde yitmekten tedirgin olma...kopuk kopuk bir şeyler işte sadece hayatın izlerinin peşinde yazıldılar..bu da bir kötü yazı...kapanma demem lazım ama kapandın bile...ya da hep kapalıydın..ama bir kuyuda kaybolmaktan korkan küçük çocuğu anladığını biliyor ve kraliçe arı ya da karınca duruşunla tebessüm ettiğini biliyorum.. tüm erkekler yarışırlar ama bir erkek kazanır ya onların dünyasında..kraliçe hep aynı yerde durur erkekler değişir hizmetkarlar değişir...kadın bekleyendir erkek kuyularda kaybolan...
o yüzden kelimelerle isimlerle uğraşmamalı insan...hayat bize yeterince yafta veriyor zaten.. sevgili olmadan da resmen olunur sevgili..dostum demeden de dost olunur..sürekli keliemelere yapılan vurgular içini boşaltıyor herşeyin...aşkın da sevginin de dostluğunda..
sen kozasında saklanan kız...anlıyorsun mu beni sahiden...telve okumam yanlışlıklarla dolu işte.. anlamam falcılıktan demiştim:) iyi bak kalbine...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder